10 Şubat 2011 Perşembe

İçimdeki insan sevgisini öldürüyorlar...

Artık ne kadar unutsam da unutmak istesem de bütün kötülükleri bazı şahsiyetler yüzünden içimdeki insan sevgisi de ölüyor. Engel olamıyorum ve sesimi çıkaramadıkça daha da deliye dönüyorum.
Ben neden hep çıkmak istedikçe daha da dibe düştüm, neden hep uzaklaşmak istedikçe olduğum yerde saydım?
Kendimden bile sıkıldım, şu ruh halimden. Gündüz neşeli her şeyi unutmuş ben olarak yeniden doğuyorum, hava karardıkça buğulu puslu ben geri geliyor. Kendi halime kalmak istemiyorum bu yüzden. Ben benle baş başa kalınca hep kavga ediyorum ve hep yeniliyorum.
Bu arayış sona ermeli ve artık asıl olan ben aydınlanmalı ve hiç kararmamalı. Nasıl olacak bu bilmiyorum ama artık bu belirsizliğe sabrım kalmadı, nefes alamıyorum, boğuluyorum.


                                                                    Kendinden bile nefret eden ben...

6 yorum:

  1. Bilgiye ulaşmalısın.. Paylaşıma açık olmalısın. Kendine değer vermelisin. Seviyeli arkadaşlıklar ve dostluklar kurmalısın. Seni üzeceklerden uzak durmalısın. Ya da en azından mesafe koymalısın. analitik düşünmelisin. Planlı ve programlı olmalısın. Karıncayı, böcü börtüyü sevmelisin. Hayata pozitif pencereden bakmalısın. :)))

    YanıtlaSil
  2. Yazı ile bu dedikleriniz ne kadar kolay yazılıyor, ardı ardına, ama iş uygulamaya gelince o kadar da kolay olmuyor maalesef :(

    YanıtlaSil
  3. Bir bakar mısınız? Hergün kapınızı çalıp, iyi misiniz diye yokluyoruz seni? Hergün ama.. Bunu bir disiplin haline getirdim ben. belki bir sıkıntınız vardır paylaşalım diye.

    Ben 1960 yıllarında Yüzbaşı Tom Miks'in macerlarını okurduk hep gizli gizli. Ders çalışmak sıkıcı gelirdi bana . Sonra büyüdüm ben. Lise yıllarında para kazanmam gerekiyordu, okuyabilmem için. Tay Yayınları'na baloncu olarak free çizerlik yaptım. İngilizce gelen resimli romanların, konuşma balonunun üzerine aydınger koyup, türkçelerini yazıyordum rapido kalemlerle. Yüzbaşı Tom Miks'in macera arkadaşlarından birsi de Profösör idi. (Son iki "ö" noktalı yazılıyor.) Ne zaman darda kalsalar Profösör mutlaka bir çare ve çıkış yolu buluyordu arkdaşlarına.

    Gel zamn git zaman Üniversitede beni adımla değil de "Profösör" lakabımla çağrılır oldum. Şimdi de Profösör rumuzunu kullanıyorum burada. Belki blogdaşlarıma çare bulurum diye.

    YanıtlaSil
  4. Aaa çok teşekkürler okudum bloğunuzdaki o kitap ile ilgili yazıyı ve harika sözler var hepsini büyük büyük yazıp odama asacağım belki şevk gelir de olumsuz düşündüğümde beni olumlu düşünmeye iter. Aynı zamanda kitabı da alacağım, ben de vardı bir kaç tane almıştım ama hepsi akıl verir ve şu gün bunu yap bu saatde bunu yap modunda olduğu için sevmiyordum. Sanırım bu kitap öyle değil. Tekrar teşekkürler beni ciddiye aldığınız için ve öneride bulunduğunuz için.

    YanıtlaSil
  5. Kul sıkışmayınca hızır yetişmezmiş. Başarılı ve mutlu olmanı uisterim bir dostun olarak.

    YanıtlaSil
  6. "Profesyonel, yaptığı işi mutlaka birilerine öğreten, eserini görmek isteyendir."

    http://mefkuremiz.blogspot.com/

    YanıtlaSil